HOŞ GELDİNİZ (welcome)



Arı gibi bir muhteşem canlıyla ilgileniyorum ne öğreniyorsam burada paşlaşmak istedim.Saygılar Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun


Pazar, Ocak 20, 2008

ARICILIKTA BAŞARILI OLABİLMEK İÇİN


ARICILIKTA BAŞARILI OLABİLMEK İÇİN

1-İYİ BİR BAKIM,

2-İYİ BİR BESLEME

3-VE İYİ BİR KOLONİ YÖNETİMİ bilgisine sahip olmak gerekir.

Bunun sonucunda doğa şartlarından en iyi bir şekilde verim alırız.

Maksimum verim ancak ve ancak çok güçlü kolonilere sahip olmakla elde edilebilir.

İYİ BİR BAKIM NASIL OLUR?

(Elinizden geldiğince gözlemleme yeteneğinizi geliştirmeye çalışın inşaallah.)

1)Kovanın fiziki kontrolü; Kovanlar standart olmalı (bütün elemanlar her kovana uymalı) eski püskü olmamalı, boyalı olmalı, özellikle bağlantı elemanları arasından kesinlikle hava almamalı ki kovan cereyan yapıp arının gelişmesine engel olmamalı, yerden en az 35cm yükseklikte olmalı ki rutubet ve nemden korunmalı ve uçuş deliği yönünde %2 ila %3’lük bir meyil olmalı, güneye bakar vaziyette olmalı, arıların uçuş istikameti açık olmalı (arıların uçuşunu engelliyecek ot vs. olmamalı), uçuş tahtası renkli boyalarla boyanmalı ki tarlacı arılar kovan şaşırması vs. olmasın, son olarak kovan kapağı numaralı olmalı ve üst kapakta not defteri (koloni kartı vs.)olmalı. Çünkü akıl defter değildir.

(Duyu organlarımızla olayları okuma)

2)Arılı kovanın dıştan kontrolü; Kışın kovana kulağımızı dayayıp tıklattığımızda, kovandan vızıltı gelirse kovanın sağ olduğu, vızıltının çokluğu veya azlığı bize kovanın gücü hakkında fikir verir. Dışarıdan polen geldiği günlerde polen yüklü arıların durumu incelendiğinde; kalabalık olarak kovana girmeleri kovanın güçlü olduğunu az olarak tek tük geldiğin de ise kovanın zayıf olduğunu, arıların bacaklarındaki polenin tombulca çok miktarda olması kovanın anasının kaliteli olduğunu ince az miktarda ise kovanın anasının kalitesiz olduğu fikrini verir. Uçuş tahtası önündeki petek kırıntıları(ince bir talaş şeklinde veya biraz daha büyük şekildeki talaş gibi mini yığıntı) olursa bu bize arıların açlık tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu bildirir. Sağlam arılar kanatsız arıları kovandan uzaklaştırmaya çalışır veya kovanın önündeki ölen arıları incelerken de kanatsız arı görülürse buda kovanda varoa hastalığının olduğunu acil önlem almamız gerektiği hakkında fikir verir.(gözlemleme yeteneği iyi gelişen arıcı arının üstündeki varoayı bizzat görür). Kovan uçuş tahtası önünde titreyen ve etrafta görülen yoğun isal şeklindeki arı dışkıları(sulu, turuncu renkte dışkı ) da kovan da nosema hastalığına yakalandığı hakkında fikir verir. Dışarı atılan arı larvalarını incelediğimizde; taze yumuşak özelliği bozulmamış hareketsiz bir larva muhtemelen soğuk havanın etkisiyle arıların salkıma geçerek terk ettikleri bölgede kalan larvaların soğuktan üşümesi sonucu ölmesiyle dışarı atılmalarını, larvanın L şeklinde setleşip taşlaşması sonucu atılması tulumsu yavru çürüğü hastalığını, kurumuş mumya larvalar kovan uçuş tahtasında görülmesi ya da işçi arıların bunları alarak kovandan uzaklaştırmalarının gözlemlenmesi bize kovanda kireç hastalığının belirtilerini göstermektedir. Uçma tahtası veya dip tahtasından siyah renkte barut gibi pislikler görülmesi o kovanda güve olduğuna delalet eder.

Kovanın önünde kütle halinde gece karanlıkta dahi kovana girmeyen arı toplulukları bize o kovanın yetersiz geldiğini ya da artık oğul verme sürecine girdiğini fikrini bize vermektedir. Yazın ise yoğun bir şekilde kovan girişinde kanat çırpan arıların varlığı bize kovanın havalandırma tertibatının yetersiz olduğunu gösterir.(Bal akımı günlerinde ise bu bize arıların toplanan balın nem oranını düşürmek için havalandırma yaptıkları fikrini verir)

Uçma tahtasında telaşlı büyük bir arı yoğunluğu, birbirini çekiştiren, birbirini sokmaya çalışan arılar ve sakatlanmış cebelleşen toplu arılar veya arı ölüleri, Genelde sonbaharda nektar kıtlıklarında ya da bal veya şerbet kalıntısı bırakılması sonucu ortaya çıkan yağmanın varlığını bize gösterir. Uçuş deliğinden çıkan işçi arıların, delikten dışarı çıkma esnasında, deliğin herhangi bir yönüne doğru biraz yürüdüklerini, antenlerini ön ayakları ile temizlediklerini, tam uçma anında, kovan önünde birkaç kısa tur atıp uçup gittiklerini gördüğünüzde gizli yağmanın olduğu fikrini verir bizlere. Son olarak ta kovan önünde görülen sarıca arılar da özellikle son baharda civarda imha edilmesi gereken bu arıların yuvalarının olduğu fikrini verir.


3)Kovanın açılma zamanı ve şekli; Acil durumlar hariç (rüzgarlı, yağmurlu havalar hariç güneşli bir günde) havaların 14-22Cº arasında olduğu bir zamanı takip ederek kolonilerin kapakları sarsıntı yapmadan yani gürültü çıkarmadan yavaşça açılır. Hırçın arı ırklarıyla çalışıyorsak kovanın öndeki uçuş deliğinden körükle duman verilir 1-2 dakika beklenir ve ondan sonra açılır.

4)Kovan değiştirme ve yöntemi; Kıştan çıkınca ve kışa girerken senede 2 defa yapılır. Özellikle kıştan çıkınca 1 defa yapmak arı hastalıklarını önleme açısından zaruridir. Gelelim uygulama şekline: Arılı kovan yerinden alınır. Dezenfekte edilmiş boş ve temiz bir kovan bunun yerine konur. Arılı çerçeveler bu yeni kovana sarsmadan yavaşça konur. Arıların terk ettikleri çerçeveler konmaz. (Bunlar toplanıp dış parazit ve mikroplardan (sporlardan) korunması yapılarak temiz bir yerde istiflenmelidir.) Eski numaralı kovanın kapağı buna takılır. Boyalı uçuş tahtası da bu kovana takılarak işlem tamamlanır. Çıkan eski kovan dezenfekte edilerek bir sonraki kovan değişimi için hazırlanır.

5)Arılı kovanın içten kontrolü; Üç numaralı kuralı uygulayarak kovanımızı açtık leş gibi bir koku burnumuza gelirse bu yavru çürüğü hastalığının ilk habercisidir. Bir küçük çırpı alarak bir larvalı bir petek gözüne batırıp çektiğimizde sünüyorsa en tehlikeli hastalık olan amerikan yavru çürüğü hastalığı fikrini bize verir. Petekler talan edilmiş, püskül püskül ağlar atılmış ve koza örülmüşse bize Ağ kurdu kelebek zararlısının olduğu fikrini verir. İlk bakmamız gereken ana arının olup olmadığıdır. Bazı acemi arıcılar ana arıyı göremez yapması gereken günlük larva olup olmadığına bakmak. Günlük larva varsa ana arının olduğu fikrini verir bize. Günlük larvaların petek gözlerinde diziliş şekli dağınıksa ana arının yaşlı değiştirilmesi gerektiği fikrini verir. Petek gözlerindeki kapalı yavrulu petek gözlerinin sırlarının hepsi düz değil de tümsek şeklinde ise bu bize yalancı ana arının varlığını ya da ana arının çiftleşmemiş olduğunu gösterir. Peteklerin genelde üst kısımlarında bal kemerinin olup olmadığına bakılır. Bu bize kolonimizin bal kemeri yoksa açlıkla karşı karşıya olduğu fikrini verir. Son olarak bilgiler kapaktaki koloni kartına işlenir.

İYİ BİR BESLEME NASIL OLUR?

Arıları beslemede kullanacağımız iki temel besin şekli KEK ve ŞURUP’un yapılışı ve içine katılan maddeler iyi bir beslemenin bel kemiğini oluşturur. Dikkat edeceğimiz hususlar:

a)KEK yapımında sağlıklı bal kullanınız.(mümkünse kendi balınızı kullanın ve salgı balı kullanmayın)

b)KEK yapımında kullandığınız pudra şekerinin katkı maddesi olmayanını kullanın.

c)KEK yapımında ilaç kullanmayın. (acil durumlar hariç)

d)KEK yapıldıktan sonra mutlaka dinlendirildikten sonra arıya veriniz.

e)ŞURUP yapımında kullanacağınız şekerin kalitesine bakınız.(genelde pancardan elde edileni tercih ediniz.)

f)ŞURUP yapımında kullanacağınız su mutlaka kaynatılıp soğutulmalı.

g)ŞURUP yapımında kullanacağınız şeker ile su oranları hava sıcaklığına göre mutlaka ayarlanmalı.

h)ŞURUP yapıldıktan sonra mutlaka dinlendirildikten sonra arıya veriniz.

Şimdi gelelim verilme yöntemine;

Erken ilkbaharın ilk günlerinde, sürekli olmamakla beraber ısının uygun olduğu günlerde işçi arıların kolonilere polen taşıdıklarını gördüğünüz anda, kek verme zamanının geldiğini anlıyoruz ve hemen kek veriyoruz.

Kolonileri maksimum güce ulaşabilmelerinde hayati önem arz eden 2 önemli besleme yönteminden bahsedeceğim:

1)İlkbahar beslemesi(51 günlük besleme);

Arı kolonilerimizin bal akım dönemine(gün dönümüne) hazır hale getirmek için yapılan besleme şeklidir.

51 günlük besleme; Bulunduğunuz yerin, nektar akış tarihi ile geriye dönük bir hafta boş, kalan gün sayısını 51 gün hesaplama sistemi ile arıları düzenli bir beslemeye tabi tutuyoruz. Bu beslemenin ilk periyotu, katı besleme sistemi olan kek ile, ısının l6 – l7 derecelik düzeye çıktığı günler itibariyle de şerbetle besleme (Şurupla) besleme sistemine geçilmesi gerekmektedir. “Şurupla Besleme sistemine geçildiği günlerde olası bir soğuk hava sisteminden dolayı beslemeye şurupla değil kek ile devam edilmelidir; aksi takdirde soğuk ve rutubetli bir havada verilecek şerbet arılarda barsak enfeksiyonlarına sebep olmaktadır”.

2) Güz beslemesi;

Arı kolonilerimizin kışa yeterli bal stokuyla ve en yüksek genç arı mevcudiyetiyle girmek için yapılan besleme şeklidir.

Eylül Ayının 20’siyle Ekim Ayının 20’si arasında yapılması mutlak gerekli olan Güz beslemesi; en az l5 gün en fazla 20 gün yapılmalıdır.

Özellikle kışı soğuk gecen bölgelerimizde(benim bölgem gibi) arıyı sıkıştırma işlemi yaparken arının kış salkımı için kullanacağı çerçevenin bal kemerinin oluşturulması çok önemli bir püf noktadır. Çünkü kışın salkıma geçen arı dıştaki (özellikle güçsüz koloniler) ballı çıtaya ulaşamamakta ve koloni açlıktan ölmektedir. İşte yapılan bu güz beslemesi bu sorunu ortadan kaldırmaktadır.

İYİ BİR KOLONİ YÖNETİMİ NASIL OLUR?

İlk olarak kolonilerimiz için yer tespit edelim

1)Arılığın konumu;

Kuzeyi kapalı olan yüksekçe bir tepenin güneye bakan yamacında tam vadide değilde(dere yataklarından uzak) az yüksekçe havadar olan güneşin ilk ışıklarını sabah erkenden alabilen(genelde kıbleye bakar) ve yakınında temiz akarsuyu olup her tarafa vadi şeklinde ulaşabilen ve son olarak flora bakımından zengin bir yer en ideal bir arılık konumunu oluşturabilir. Gürültüden uzak, kışın kuytu yazın ise gölgeli bir arılık hedefimiz olmalı.

Son olarak, gökyüzünden gelen zararlı kuşlar için arılıkta şahin beslenmeli ve çok ilaç kullanılarak ekim dikim yapılan yerlerden (ilaçlı tarlalar, ilaç saçan fabrikalar v.b.) uzak durulmalı.

2)Arı Irkı;

Öncelikle, kullandığınız arının arıcılık yaptığınız yöreye uyum yapıp yapmadığına kesin kanaat getirmeliyiz. Arıcılığın hangi dalında çalışıyorsanız ona göre arı ırkı seçiniz.

3) Hastalık ve parazit kontrolleri;

Erken ilkbahar ve geç sonbaharda varoa için ilaçlama (varoa’nın direnç kazanmaması için dönüşümlü ilaç kullanılması)

İYİBİR BAKIMDA 2-5)Arılı kovanın dıştan ve içten kontrolü; esnasında kolonilerimizde, hastalık ve parazit kontrollerini çok dikkatli bir şekilde yapmalıyız.

4)Kovanlarımızın güç seviyesini ayarlamak;

(Bu sisteme, yurdumuzun birçok bölgelerinde arı seviyeleme işlemi denmektedir.)

Öncelikle dikkat edilecek konu güçsüz kolonimizin asker durumu, vereceğimiz ilave çıtayı kaplayacak şekilde ise güçlü koloniden alınan çıtanın üzerindeki arılar süpürülerek sadece kapalı çıkmak üzer olan kapalı yavrular verilir. Üzerinde arı olmadığı için koku sıkmaya ve ana arıyı kafese almaya gerek yoktur. Eğer kaplayacak kadar arı yoksa arılarıyla birlikte verilir. Burada dikkat edilecek nokta ilave olarak vereceğimiz arılı çıtadaki askerlerin zayıf kolonideki arılardan fazla ise ana arıyı riske atmamak için tel kafes içine alınması hayati önem taşır. Gelelim yapılış şekline: Takviye yapılacak koloni ile takviye alınacak koloninin her iki sinede “arı birleştirme parfümü” sıkılır. Biraz beklenir ve ondan sonra ilave çıta güçsüz koloninin en dış tarafına aralıklı bir şekilde bırakılır. 2 veya 3gün sonra güçsüz kovan tekrar açılarak çıtalar birleştirilir. Ana arı kafes içinde ise bırakılır ve gözlem yapılarak arıların anayı sıkıştırıp sıkıştırmağı kontrol edilir.

Gelelim ne zaman yapılacağına:

a)İlkbahar beslemesi(51 günlük besleme)’ye tabi tuttuğumuz ikinci haftanın tamamlandığı günlerde hızlı gelişme gösteren kovanlardan kapalı yavrulu çerçeveleri, ısının uygun olduğu saatlerde diğer zayıf kolonilerimize destekleme olarak vermeliyiz.

b)Güz beslemesine başlamadan önce güçlü kolonilerin zayıf kolonileri yağma girişimlerini engellemek için mutlaka güçlü kolonilerden kapalı yavrulu çerçeve takviyesi yapılmalıdır.

c)Takviye yapılacak güçlü koloni yok ise mutlaka güçsüz koloniler birleştirilmelidir. Burada dikkat edeceğimiz konu ana arı kriterleri; yani genç, uysal, verimli v.b. özellikleri olan ana bırakılmalı öbürü elenmelidir.

5)Kontrollü kovan sayısı artışı(Devşirme Usulü); Kontrollü kovan sayısı artışını devşirme usulü oğul arı (Bölme arı) elde etme sistemiyle yapmalısınız.

Modern arıcılıkta doğal oğulun yerine kontrollü oğul elde edilerek kovan sayısı artırımına gidilir. Burada amaç mevcut kolonilerimizin gücünü azaltmadan yeni ve güçlü bir koloni elde etmektir. Bu tanıma uyan en uygun yöntem “Devşirme Usulü” ile kovan sayısı artışıdır.

http://www.ahmetbirbilen.com/forumdisplay.php?fid=147

6)Ana arların değiştirilmesi;

Zamanı gelen veya kalitesiz ana arıların değiştirilmeleri (İYİBİR BAKIM: 5)Arılı kovanın içten kontrolü esnasında tespit edilen) ana arı değiştirme; ay olarak Mayıs 20 ile temmuz sonuna kadar bu işi tamamlamanızı tavsiye ediyoruz. Ana arı değişimi sezon içinde en geç Ağustos ayı içerisinde tamamlanması gerekmektedir. Ana arı genelde 3 yıl içinde maksimum verim ile çalışır. Bu tarihten sonra mutlaka değiştirmelisiniz.

7)Kovana çıta ilave etme ve Kovandan çıta alma yöntemi;

Kıştan çıkarken yapılan ilk kontrol (İyi bir bakım da 4 nolu kural) arıların terk ettikleri çıtalar kovandan çıkarılır. Arıyı sıkıştırma işlemine daha da özen gösterilir.

51’günlük besleme(İyi bir besleme de 1 nolu kural) de kışlık stok olarak bıraktığınız ballı çerçevelerden bir veya iki tanesini alıp, muhafaza etmek üzere bir kovana stok yapılır. Aldığınız ballı peteklerin yerine ise, elinizde bir önceki sezondan saklamaya aldığınız örgülü ve parlak peteklerden arının sarkmasına cevap verecek şekilde koloniye vermeniz olmalıdır.(Sarkma görülmeden verilmez.)


Bu şekilde yapacağınız uygulama, koloninin ballı petekleri düzenleme ve ana arının yumurta atacağı alanları temizleme esnasındaki zaman kaybını en az süreye indirecektir.

Elimizde hazır petek yok ise temel petek en dışa konur(Şekil A), daha sonra bu petek alınarak ters çevirilerek dipteki ballı çıtanın 1 önüne konur.(Şekil B)


Bal toplama mevsimine girildiğinde ise kararmış petekler kuluçkalıktan alınarak ballık kısmına konur (yerine tercihen kabarmış petek verilir) daha sonra bal toplama mevsiminde ballıktan alınır.

Sonbaharda arıyı sıkıştırmak için kovandan ballı çıtalar alınır (İyi bir besleme de 2 nolu kural), balları süzülür, dış parazit ve mikroplardan (sporlardan) korunması yapılarak temiz bir yerde istiflenmelidir. (örgülü ve parlak petekler 51’günlük besleme için kullanıma hazır hale gelmiş olur.) Güz beslemesinde “Yeni Temel Petek” verilir. Temel peteğin arının en dış kısmına koyup, orda iki gün bekletip ana arının olduğu peteğin hemen önüne ve ters yüz ederek yerleştirmelisiniz.

8)Kışlatma hazırlığı;

a-Kovan içinde arılı peteklerin haricinde kalan boşlukları, öncelikle bir bölüm tahtası ile bölüp, kalan boşluğu rutubet emici maddelerle doldurulur.

b-Çerçeve üzerine kapatacağınız örtü bezlerinin rutubet emici bezlerden olmasına dikkat edilir.

c-Kovan içinde oluşabilecek rutubetli havanın, düzenli bir şekilde kovandan dışarı atılabilmesi için, örtü bezinin bir köşesinden 1 cm’lik havalandırma deliği açılır.

d-Gerek yağışlardan dolayı, kovan deformasyonuna, gerekse yağışların kovan saçlarına vuruş seslerinden koloni içindeki arıların strese girmelerine engel olmak için, kovan kapaklarının üzerine ambalaj kartonu döşenir.

e- Şeffaf ve ışığı geçirebilen naylonlardan ziyade koyu renkli naylon brandalar tercih edilir. Zira ışığı geçirebilen naylon malzemelerin aralarına arıların girerek öldükleri bilinen bir gerçektir.

f-Koruyucu naylon brandanın, kovanların üst kapaklarındaki ön havalandırma deliklerini kapatmamasına dikkat ediniz.

Alıntı kaynakları:

Ahmet BİRBİLEN

Devrim OSKAY




2 yorum:

Yalçın Sezer dedi ki...

Merhaba,

Çalışmalarınızın ve başarılarınızın devamını dilerim. Ellerinize ve emeğinize sağlık.

Yalçın SEZER

Hüseyin ALTIN dedi ki...

teşekkürler
kal sağlıcakla